NATUREL KAZANIM

İndigo boya ve üstün dokuma teknikleri ile günün değerini yaşatmak için...


HAYAT GÜCÜ

Giydikleri insana sadece o anını değil geleceğini de yaşatır.

Sertifikalı pamuk ipliklerinden dokunmuş, teknikleri ve işlem katışıkları ile harmanlanan orjinal indigo boyar maddeler ile boyanmış çeşitli ağırlıklarda, her türlü ende ve elastikiyette dokunmuş kumaşlar talepler ile de şekillendirilerek üretilir.


%100 pamuk ipliğinden dokunmuş teknikleri ve işlem katışıkları ile harmanlanan orjinal indigo boyar maddeler ile boyanmış 6.5 ile 15 Ons arasında her türlü ende ve elastikiyette dokunmuş kumaşlar talepler ile de şekillendirilerek üretilir.

KALİTE ÖNCELİKTİR

Markalaşma süreci kalite ile başlar

Hayata rahatlık katan
natural renkler...

16. yüzyılda yolları Bombay yakınlarındaki Dongarii Kalesi’ne düşen denizcilerden elleri boş dönmeyenlerin yanlarında, pamuğu kalın ve çivit boyalı bir kumaş türü de bulunuyordu. (İngilizce’de iş tulumlarına “dungaree” denir ve bu ismin de Dongarii Kalesi’nin adından gelmektedir.) Denizcilerin yanlarından bulunan bu kumaşın İtalya’nın Cenova yakınlarına geldiği ve buradan da dünyaya yayıldığı düşünülmektedir. Bu üretimin neticesinden ortaya “bleu de Genes” (Cenova mavisi) adı ortaya çıkar. Daha yakın ismiyle “blue jean”.


Diğer yandan üretim yeri orası olmamasına rağmen adını Fransa’nın Nimes limanından alan serde de Nimes kumaşı vardı. Bazen aynı şekilde fakat farklı yerlerde üretilen kumaş türüne de “de Nimes” deniyordu. Ayrıca tarihçiler, argaç ve arış olarak iki farklı ipliğin kullanıldığını belirtiler. “Denim” kumaşındaysa biri mavi diğeri de beyaz olmak üzere iki iplik kullanılmıştır.


Daha sonra “jean” kelimesi pantolonun modelini tanımlamak için kullanıldı. Bu pantolonların en gözle görülür özellikleri, bol, giyimleri rahat ve daha çok cepli pantolonlardı. Jean yapımında öne çıkan kumaş içinse “denim” kelimesi daha çok telaffuz edilir oldu.


Peki, Jean’in bir pantolon modeli olarak tanımamızı kim sağladı dersiniz? Tabii ki “altına hücum” döneminde San Fransisco’ya giden ve bir kuru gıda dükkânı açan Alman göçmenlerinden Levi Strauss. Levi’nin müşterilerinden terzi Jacob Davis, iş tulumlarının belli yerlerinde yırtılmaları kapatmak için bakır perçin ekleme düşüncesini uyguladı. Muhabbetleri çok koyu bir kıvama gelmiş olacak ki, Davis, Strauss’a ortaklık teklifinde bulundu. Bu ortaklığın ürünlerinden olan “iş tulumları” işçiler arasından oldukça popüler hale geldi. Fakat işler pek de yolunda gitmedi. Her ne kadar bu ürünlerde kullanılan çadır bezi aşınma yapmış ve küçük bir hüsran yaşanmış olsa da aynı pantolonun “denim” ile üretilmesinin ardından, bizlerin “kot pantolonu” tanımasına kadar varan bir süreç başladı.

İletişim Bilgileri